Cuma, Eylül 11, 2009

yasaklar


Olduğumuz şeyi olabilmemizi sağlayan şey, sosyal olabilmemizin tek koşulu, cezası acı bir yalnızlık, tek başınalık olan yasaklar. Doğumdan yetişkin oluncaya kadar sıkı bir eğitim alıyoruz bunun için.




Oysa insanız biz, herşey farklı olabilir yasak yerine değer öğrenirsek. Okyanusta tel kafeslere girmez, kendi sınırlarımız kadar gelişebiliriz. Bu da muazzam bir gelişim, barış , özsaygı olurdu.


Düşünebiliyormusunuz?


not: resim gökhan kuzu'ya ait.








sonbahar




Sonbahardayız. Artık yağmurlar başladı, hava serinledi, insanlar sehirlerine dönüyor. Hüzün de var, keyif de var eylül ayında. Sıcak bir kahveyi serin kıyıda battaniye altında yudumlamak keyif, evlerin bir bir kapanıp sokağın sessizleştirmesi arkadaşların gitmesi hüzün (çünkü çok renkli geçiyor zaman bizim sokakta), aynı arkadaşlarla kışın şehirde yapmayı planladıklarımız keyif.




Bu yaz kendim için dilediğim her şey gerçekleşti. Mutluyum.