Pazartesi, Eylül 22, 2008

arkadaşlar ve yıldızlar



İnsanın dostlarının olması harika bir şey. Bunu yeni mi anladın derseniz evet bunu yeni/yeniden hissediyorum. Ya da ilk defa doğru şekilde hissediyorum.


Çok uzun bir süre/ yaşadığım yılların yüzde doksanında kendimi yalnız hissettim. Kalabalıklarda yalnız, ailemle yalnız, arkadaşlarımla yalnız. Baba kedinin beni anlayabilmesine ve anlayışına rağmen yine de yalnız.

Cumartesi günü Sunshine ve Atlikarinca ile beraberdik. Evin Güneşi ve Deniz Yıldızını bahçeye saldık. Onların bahçedeki tuğlalarla karnaval apartmanı ve kunduz seti yaparken, bir taraftan da arkadaşlıklarını inşa etmelerini seyrettik.

Biz ise kek yaptık. ( İyi bir sohbet için harika bir araçtır kek yapmak, çay demlemek ve tüm bunları güzel bir sohbet ile mideye indirmek). Çay içtik ve sohbet ettik. İşler, insanlar, beklentiler, başlayan ve biten ilişkiler, 20'li ve 30'lu yaşlar ( siz hangisini tercih edersiniz? ) arasındaki farklar. Mama mia, Nazan Öncel, Jri Tranka/Süper Babanne'si ve neden anlayamadığımız (çok mu amerikanlaşmış algılarımız?).
Bu arada çocukluk arkadaşım aradı beni. Annelerimiz de çocukluk arkadaşı O'nunla. İşte o an anladım ki, yalnızlığım pek de gerçek değil, olmamış. İnsan sandığı kadar yalnız olmuyor. Her zaman olmuyor.
Yalnızlık, sadece benim korkularım, hedefsizliğim, kararsızlığım ile ilgili idi. Ne istediğimi bildiğim zaman ilgi ve destek anlamını buluyor.



"Kaplumbağa, sadece kabuğuna çekilmezse yıldızları görebilir."

not: "Arkadaşlar" Paula Doherty'e ve "Yıldızlar" da Amanda Shepherd'a ait.

Hiç yorum yok: