Cuma, Ağustos 29, 2008



Dünya, biz içini ne ile doldurursak odur. Çünkü dünya bizim için algılarımız kadar vardır. Ya da başka bir deyişle, içini beş duyumuzun algıladıklarıyla doldururuz.


Algıladığımız kadar biliriz, bildiğimiz kadarını hissederiz, hissettiklerimizle hareket ederiz, harekete geçerek bir olay yaratırız. Yaratımız, başkasının algısıdır ve algıladığı kadar bilir, bildiği kadar hisseder vs.


Algıladıklarımıza/aldıklarımıza dikkat etmeliyiz, bu sayede yarattıklarımıza/verdiklerimize de.


İşte, benim dünyamın raflarında duran görsellerin bazıları. Bana verdiklerini ben de etrafıma veriyorum. Evin güneşi, baba kedi, dostlar arkadaşlara..




Mary Poppins ve Meraklı George, bana iş'e bakış açımızı değiştirebileceğimizi, onu oyun olarak görebileceğimizi söylüyor. Ne kadar çok çalışırsan o kadar eğlenirsin.

Ya sizinkiler? Bana ne önerirsiniz?

Hiç yorum yok: