Geride bıraktığımız ayak izleri bir dalga ile silinip gidecek mi? Ya da korkmalı mı ayak izi bırakmaktan? Hiç ayak izi bırakmamak için adım atmamalı mı? Biri takip edip gelir beni bulursa ? Daha kötüsü kimse beni aramazsa, bulan olmazsa?
Kimimiz zaman zaman düşmüşüzdür ayak izlerimizin telaşına. Özellikle de ilk gençlik yıllarımızda.
Oysa yürümektir esas olan, izler başkasının işidir; denizin , rüzgarın ya da takip edenin.
*
not: resim kedila'ya ait.
*
4 yorum:
Ölümsüzlüğün anahtarı hatırlanmaya değecek bir yaşam sürmek demiş St Agustine. Yani yaşama dokunanlar ölümsüzleşmiş olacaklar bu dokunuşları ile birlikte. Allahtan bu izler kumdakiler gibi kaybolmuyor. Ve birbirini tetikleyen şekilde yeni etkiler oluşturuyor ve bu böyle evrenin sonuna kadar devam ediyor. O yüzden evrene dokunabilme cesareti olan herkesin bir ayak izi olduğuna inanırım. Yolu aynı hizzada olanlar karşılaşır bu izlerle, belki işlerine yarar belki de sadece "bi zamanlar buralardan biri geçmiş" derler ve gülümserler. O zaman bir gülümseyiş olur, sonsuzluğa ereriz.Ve evet çok haklısın, esas olan yoldur, yürümeye devam etmektir. Düşüp kalkıp tekrar yürümek.
Yaa amma dikkatsizim şimdi farkettim bizim blog şablonlarımız da aynı:))
Yaşamda iz bırakmak farkında olsak da olmasak uğruna mücadele ettiğimiz tek şey sanırım.
Çocuk sahibi olmak başlıbaşına bir geride iz bırakma mücadelesi değil mi bir yanıyla...
çocuk sahibi olmak başlı başına bir "geride iz bırakma" işi değil midir bir yanıyla:)
Yorum Gönder